Çocukların Ekran Kullanımı / Ebeveynlerin Sınır Koruması

Günümüzde hem teknolojinin gelişmesi hem de teknolojik aletlerin (telefon, tablet, bilgisayar, televizyon) giderek yaygınlaşması ile beraber hem yetişkinler hem de çocuklar istemsiz dahil olsa ekrana maruz kalmaktadırlar. Bu yazımda çocuklarda ekran kullanımı ve ekran süresi hakkında bilgiler buna ek olarak ebeveynlerin çocuklarına ekran kullanımı tutumlarındaki davranışlar üzerine değerlendirmelerimiz olacaktır.

Ekranlar hayatımızın her yerinde. Evimizde, dışarıda her ne kadar çocuğumuzu engellemek için ekranlardan kaçınsak da ne yazık ki ekrana maruz kalıyoruz. Buna ek olarak rengarenk göz alıcı ışıklarıyla, veya çizgi filmlerdeki renklerle, çeşitli animasyonlarla tüm dijital cihazlar çocukların her döneminde ilgisini çekmektedir. Fakat ekranlara karşı aşırı maruz kalmanın yol açabileceği problemleri engellemek adına ekran kullanım sürelerine sınır konmalıdır.

Erken çocukluk döneminden sonra çocuğun yaşı çarpı 10 dakika sizlere ekran süresinin üst limitini verecektir. Örneğin 6 yaşındaki bir çocuk günde en fazla 60 dakika ekran kullanabilir.

Erken çocukluk dönemini kapsayan 0-6 yaş grubunda çocuğun nörolojik, biyolojik ve psikososyal gelişimi gerçekleşir. Bu dönemde çocukların; sosyal, fiziksel, duygusal ve bilişsel gelişimi hızlıdır. Bununla beraber bu yaş grubundaki çocuklar birçok şeyi öğrenmeye hazırdır. Dolayısıyla bu dönem çocuklarımızın en hassas dönemlerinden biridir. Hatta bu dönem çocuğumuzun yetişkinlik dönemine de tesir edecek izler bırakabilme potansiyeli bakımından oldukça hassas bir dönemi kapsar. Yapılan araştırmalar, bireyin kişilik yapısı ve alışkanlıklarının çocukluk yıllarında kazanılan davranışlar ve yaşantısal deneyimler ile şekillendiğini göstermektedir. 

Çocuklarımızı erken çocukluk döneminde ekrana terk etmek yerine çocuğun sosyal becerilerinin gelişmesine yönelik çeşitli aktiviteler, dil ve okuma becerilerinin kazandırılması, oyun tabanlı etkinliklere yönelmek doğru bir adım olacaktır. 

Aşırı ekran kullanımı çocuklarda zihinsel, bilişsel, sosyal gelişime ket vurmakta ve dikkat eksikliği, dil gecikmesi veya nörolojik sorunlara yol açabilmektedir.

Bir araştırmadan bahsetmek istiyorum; Televizyon ve video oyunlarının etkisinin karşılaştırmalı olarak incelendiği çalışmalardan birisi 2018 yılında Çin’de yapılmış. Bu çalışmada 4-6 yaş grubu çocukların hem çizgi film izlerken hem de dokunmatik ekranlarda oyun oynarken beyinleri görüntülenmiş. Araştırmacılar çizgi film karakterleri tarafından gerçekleştirilen fantastik olayları izlemenin, çocukların dorsolateral prefrontal korteksinde dokunmatik ekran kullanarak oynamaya göre daha fazla aktivasyona yol açtığını ortaya koymuştur. 

Peki bu ne demek?

Dorsolateral prefrontal korteksin beynimizde planlama yapma, karar verme, muhakeme, bilişsel esneklik gibi görevleri vardır. Bu araştırmanın bulgularına baktığımızda çizgi film izlerken çocukların beyninin bu bölgesinin, tablette oyun oynamaya kıyasla daha çok çalıştığını görüyoruz. Yani daha çok düşünebiliyor, plan yapabiliyorlar. Bilgisayar oyunlarının düşünmeye fırsat vermeyecek şekilde hızlı animasyonlar içerdiğini düşünecek olursak bu bulgu çok da şaşırtıcı değil. 

Unutmayalım!

Çocuklarımızın teknoloji kullanımında dengeyi kurmak çok önemlidir. Ne çok ne hiç. Kuralımızı hatırlayalım: ( Yaşı x 10 dakika )

Unutmayın ki sınırlar hem çocuklar hem ebeveynler için hayat kolaylaştırıcı, yol gösterici kararsızlık hissini azaltan güvende hissettiren bir unsurdur. Çocuklar ebeveynlerinin davranışlarını aynaya bakarcasına kendisine uyarlar. Bu yüzden ebeveynler olarak özenli davranmamız gerekiyor. Yatağa telefon ile gitmemek, yemek yerken televizyon izlememek veya telefon ile ilgilenmemek, yatak odasında televizyon bulundurmamak, izlemediğimiz zamanlarda televizyonu kapalı tutmak bu davranışlara örnek olarak verilebilir. Eğer ebeveynler olarak öncelikle siz kendi teknoloji kullanımınıza sınır koyarsanız, çocuğunuz için de sağlıklı adımı atmış olacaksınız. Bununla beraber, kurallar uygulanırken; hem anne hem de baba tutarsız davranmamalıdır ve biri izin verirken diğer ebeveyn tam tersini söylememelidir. Böylece çocuktaki kafa karışıklığını önlemiş ve gerçekten sınırlarımızı net bir şekilde belirtmiş olacağız. 

Sosyal Hizmet Uzmanı
Fatma Büşra Şenay